Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Günümüzün en yaygın ve etkinliği yüksek kitle iletişim aracı hiç kuşkusuz televizyondur. Çocuklar ise televizyondan fazlasıyla etkilenmektedirler. Uzmanlar 0-2 yaş olan bebeklik döneminde, hiç televizyon izlenmemesini önerirken, 3-6 yaş ilk çocukluk döneminde, günde en fazla 1-2 saat eğitsel içerikli ve kaliteli programların izlenmesi gerekiğini vurguluyor. Ayrıca televizyonun doğru ve bilinçli bir şekilde kullanılması da çok önemli.

tvv

Ancak günümüzde çocuklar çoğu zaman eğitici-öğretici yayınlardan çok, ailelerinin tercih ettikleri programları izlerken, sürekli çalışmak zorunda olan ebeveynlerin ilgisizliği ve zamansızlığı nedeniyle de uzun saatler televizyon karşısında  vakit geçirmektedirler. Son yıllarda yapılan araştırmalar; 2 ila 5 yaş arası çocukların haftada 32 saatten fazla televizyon izlediği yönündedir. (Nielsen)

Televizyon izleme sürelerinin artması ise çocukları olumsuz etkiliyor. Olumsuz yönde etkilerine bakıldığında;

  • Geç konuşma, cümle kurmada zorlanma
  • Dikkat bozukluğu
  • İletişim kopukluğu
  • Sosyalleşmede zorlanma, kendini ifade edememe
  • Şiddete başvurma, agresif hareketlerin artması
  • Ders çalışmada isteksizlik
  • Okuma alışkanlığının kazanılmaması
  • Uzun süre tv karşısında kalmanın yarattığı sağlık sorunları

ve benzeri davranışlar  görülürken, aileler tarafından belki de çok fazla üzerinde durulmayan bu olumsuz etkiler çocuklarda algılama ve bir konuya odaklanamama gibi sorunlara da neden olabiliyor.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Milli Eğitim Bakanlığının birlikte yaptığı bir araştırmada, televizyonda gösterilen şiddet içerikli programların, gerçek hayatta ki olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur. 1638 anne-baba ile görüşülerek yapılan, “TV Program İçeriklerinin Çocuk ve Gençler Üzerindeki Etkileri” konulu araştırmanın sonucunda; anne babalar, çocukların şiddet ve korkudan etkilenme düzeyini ‘en yüksek’ olarak nitelemişlerdir. Erkek çocukları olumsuz davranışlardan kız çocuklarına göre daha fazla etkilenirken, kız çocuklarının korku içerikli yapımların etkisinde kaldığı görülmüştür. (Milliyet, 2006)

Çocuğun televizyon programlarından olumsuz etkilenmemesi için ailelere de önemli görevler düşmektedir. Bunlar;

  • Televizyon izleme davranışını günde 1-2 saatle sınırlandırmak
  • Televizyonda neyi seyrettiğinden haberdar olmak için içerikleri kontrol etmek
  • Televizyonda gördüğü ve anlayamadığı şeyleri açıklamak
  • Televizyon önünde yalnız kalmasını önlemek
  • Televizyonu bir ödül ceza aracı olarak görmemesine zemin hazırlamamak
  • Televizyon izleyerek bütün boş zamanını doldurmasına izin vermemek
  • Televizyonda sadece reklam ve video kliplerle uyarılmasına izin vermemek
  • Televizyon eşliğinde yemek yeme alışkanlığını kazandırmamak
  • Televizyonda izlediği belirlenmiş programın bitiminde televizyonu kapamak (Ertürk, Y.D. 2004, Çocuk ve Televizyon Etkileşiminde Aile, I.Uluslararası Çocuk ve İletişim Konferansı)

Bunların dışında ebeveynlerin çocuklarına rol model oldukları için, gerekli durumlarda kendi alışkanlıklarını düzenlemeleri, çocuklarının gelişimine olumlu yönden katkıda bulunmaları açısından unutulmamalıdır.

“Bir akşam Jeremy okuldan eve sıkıntılı bir şekilde geldi. İngilizce öğretmeni ona bir ev ödevi vermişti: ‘Televizyonu bir hafta boyunca kapat ve bu deneyimini kaleme al’. Ne kadar düşündüyse içinden çıkamadı çocuk. Tam bir hafta televizyonsuz yaşamak aklın alacağı şey değildi. “Oğlum paniklemişti. Ödev üzerinde düşündükçe, korkusu bakışlarından anlaşılabiliyordu.” diyordu Jeremy’nin babası. Aslında Conrad ailesi televizyon bağımlısı değildi. Fakat profesyonel basketbol maçları onların en zayıf yönleriydi. İşin aksi tarafı, tam o sıralarda NBA maçları oynanıyordu. Daha da kötüsü, o bir hafta içinde, yaşadıkları şehrin takımı bir dizi maç oynayacaktı. Bu yüzden “Öğretmen bu ödevi sanki Jeremy’e değil de bana vermiş gibi ağır geldi” diyordu Jeremy’nin babası. Sonuç herkes için sürpriz oldu. Bütün aile çok farklı bir hafta geçirdi. Televizyondan seyredemedikleri iki önemli maçı tribünlerde seyrettiler. Tiyatroya gittiler, arkadaşlarını ziyaret ettiler. Evde o zamana kadar yapamadıkları meşgaleler buldular. Örneğin; mutfakta anneye yardım ettiler. Dahası Jeremy piyano derslerine başladı. Emekli öğretmen olan baba “Meğer ne kadar çok vaktimiz varmış” derken, ilginç bir benzetme yaptı: “Bir haftalık tecrübemle herkese diyorum ki, televizyonunuzu kapatın. Bu küçük iş, sizin beyninizi mısır lâpası olmaktan kurtaracaktır.”

Sevgilerimle…

Nihan Yıldırım